top of page
Fatih Namlı

- Deprem +

Tabakalar hareketli, yerin bilmem kaç kilometre altında sıkışıyor, kırılıyor. Yatay salınım, düşey atım filan…

Yer sallanıyor, yerin üzerindeki her varlık… ;Onlar da sallanıyor önce ama dayanamıyorlar sonra düşüyorlar ya da yığılıyorlar olduğu yere.

Acı, korku, öfke…

Acılı, korkulu, öfkeli bir insan; bir diğeri, oradaki, şuradaki, ötedeki, berideki; sanki bir millet!

Haklılık! İşte onu duyguların arasında değil; doğruluğun, aklın, bilimin heybesinde arayacağız.

Arayın Maraşlılar, Hataylılar, Adıyamanlılar, Malatyalılar, Antepliler, Urfalılar, Diyarbakırlılar, Adanalılar, Osmaniyeliler, Kilisliler…

Arayın ama kendi haklılığınızı değil, yaşam hakkını, hayat neşesini ya da yaşama sevincini; akılda bilimde doğrulukta arayın. Bulduğunuzda elbette sizindir ama ölen ölmüştür artık, kayıplar bir uçtan diğerine memleket katarı…

Beni burada arama anne

Kapıda adım yok, kapı yok!

Saçlarımda yıkıntı tozu,

Elleme anne, bir zararı yok!


“Memleket nasıl kurtulacak’ diye düşünürken kurtulmayı bekliyorum şimdi” diye bir ses gelir mi enkaz altından? Gelmez ya, haleti ruhiye odur yıkık ev içlerinde; kadın, erkek, çoluk çocuk bir kurtarma seferberliği bekler, “ biz kurtulurken memleket de kurtulsa keşke” diye geçirir içinden.

Sahi! Bir memleket nasıl kurtulur enkaz altından? Seferberlik, dayanışma içindir, kuşkusuz işe yarar ama dağınıktır, safi niyetle bir yere kadar; iyi niyet, ağaç boyu. Oysa bize orman kardeşliği lazım!

" Yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür

Ve bir orman gibi kardeşçesine,

Bu davet bizim… "


Orman bir organizasyondur, kendiliğinden yetişmiş olsa bile kuralları vardır, yetişmesi için de onu korumak için de doğal kaide ve denge gözetilmelidir. Devlet ise en büyük ve etkili organizasyondur. Evrende düşünce düzlemine oturan her konu ve belki de ötesi; Dünya düzleminde her alan, devlet politikasıyla “memleket meselesi” halini alır ve o politikanın doğruluğuyla mesele çözülür ama insanların özgürlüğünü kısıtlamak, “devleti büyütüyorum, onu önceliyorum” sanıp toplumu küçültmek, temel hakları ortadan kaldıracak bir noktaya gelmek, bugünü kurtarıyorum sanıp geleceği karanlığa boğmak çözüm yöntemi değildir; hiçbir zaman olmamıştır, olmayacaktır.

41 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

K A R A K O N O M İ K   H İ K A Y E L E R 

İncel Memed Kuru Temizleme Gayeli Hanım Veda Ediyor! İNCEL MEMED -          Şimşek; “Türkiye, pozitif reel faize yaklaştı” demiş.  ...

KARAKONOMİK HİKAYELER

Gayeli Hanım Veda Ediyor!   Başkanlık binası, hiç olmadığı kadar gürültülü idi.  Dedikodu alabildiğine; kedi-köpek sesinden, makine...

Karakonomik Hikayeler

Kuru Temizleme Gayeli hanımın kafası karışık, kızgınlığı  ses tonuna yansımış, gerginliği adeta odanın duvarlarına sinmiştir. -         ...

Comentarios

Obtuvo 0 de 5 estrellas.
Aún no hay calificaciones

Agrega una calificación
bottom of page